Tokuz Oguzlar (Dokuz Oğuz-Chiou-hsing)

Tokuz Oguzlar (Dokuz Oğuz-Chiou-hsing)

Dokuz Oğuz kavramı, 626 yılını takiben Doğu Gök-Türk Devletinin zayıflaması üzerine
yukarıda açıklamaya çalıştığımız Töles boyları grubunun
Tola Irmağı civarı ve Kerulen'e doğru yani Doğu Gök-Türk ülkesinin
doğu kısmında yaşayanların kaynaklarda zikrediliş şeklidir.
Genelde Dokuz Oğuz boyları şu isimleri taşıyorlardı P'u-ku, Hun (Qun),
Bayırku (Pa-ye-ku), Tonra (T'ung-lo),
Ssu-chie, Ch'i-pi, A-pu-sse, Ku-lun-wu-ku, Ediz (A-tie) [504].

Söz konusu bu boylar adlarının başlığı altında kaynakların bilgi verdiği ölçüde
eserimizde incelenmiştir. Özellikle Doğu Gök-Türk Devletinin yıkılışı sonucu Çin ile
temas kurmuşlar ve çeşitli askeri valilik unvanları almışlardır [505].

679 yılında Çin'deki T'ang hanedanına karşı başlayan Gök-Türk istiklal hareketinin başarıya
ulaştıktan sonra öncelikle Dokuz Oğuz boylarıyla çarpışacağı tabii idi.
Bu yüzden Orhun Yazıtlarında da çok sık bahsedilen Dokuz Oğuz-Gök-Türk mücadeleleri
çok sıklıkla meydana gelmiştir [506].

Uygur Devletinin 742'den itibaren Ötüken merkezli olarak yükselmesi
Dokuz Oğuzların onlara bağlanmasına sebep olmuştur.
Bundan sonra Uygurların bir parçası durumunda hayatlarına devam edeceklerdir [507].
Nitekim Uygur Devleti
bu yüzden İslam kaynaklarında Dokuz Oğuzlar (Tokuz Guz) şeklinde kaydedilmiştir [508].

II. Gök-Türk Devletinin kuruluşu sırasında Dokuz Oğuzların kaganı
Kutlug ve Tonyukuk'a karşı Çinliler,
Kıtanlarla irtibata geçerek az sayıdaki Gök-Türk halkının geliştiğini,
kaganlarının cesur olduğunu, sözcülerinin cesur olduğunu,
onların var oldukça Çinlileri ve Kıtanları öldüreceklerini söyledi.
Sonra ittifak teklif etti.
Ancak, daha önce harekete geçen Tonyukuk,
Kök Öng Irmağını aştıktan sonra orduyu Ötüken Dağlarına doğru sevk etti.
İngek Gölü ile Tola Irmağından Oğuzlar altı bin kişilik ordu ile üzerlerine geldi.
Tonyukuk'un asker sayısı iki bin idi.
Neticede Dokuz Oğuzlar büyük bir bozguna uğradılar [509].
Bundan sonra Oğuzların hepsi gidip,
Kutlug Kagan'a bağlandı.

Bilge Kagan'ın milletine hitabında kendi sözünü işitmesi gerekenler arasında
Dokuz Oğuz beyleri ve halkının da adı zikredilmektedir [510].
Onun ifadesine göre Dokuz Oğuzlar,
Gök-Türk Devletinin önemli unsurlarından biridir.
Daha sonra II. Gök-Türk Devletinin kuruluşu ve gelişmesinde Kutlug Kagan'ın
mücadele ettiği boylar arasında görülürler.
Bu kez de Baz Kagan'ı, Kırgızlar, Kurıkanlar, Otuz Tatarlar,
Kıtanlar ve Tatabılarla birlikte adları geçmektedir.
Ancak, dikkat çekici nokta ilk zikredilişlerinde olduğu gibi
bodun kavramıyla birlikte anılmalarıdır [511].
Bu da Dokuz Oğuzların tek bir boydan oluşmadıklarını kalabalık bir kütle halinde
yaşadıklarını göstermektedir [512].

714 yılında karluklar ve Basmılların isyanı,
Bilge Kagan tarafından bastırıldıktan sonra onun kendinden gördüğü
Dokuz Oğuzlar da düşman olmuşlardı.
Bilge Kagan, bunu ''Gök ile yer arasındaki karışıklık sebebiyle ödlerine hased girdiği için
düşman oldular'' şeklinde açıklamaktadır.
Onlarla bir yılda dört kez savaşan Bilge,
Togu Balık'ta Antargu'da Çuş Irmağı başında ve Ezgenti Kadız'da çarpışıp,
hepsini hezimete uğratmıştır [513].
716 yılında Dokuz Oğuzlar yerlerine yurtlarını bırakıp Çin'e doğru gittiler [514].

Taçam adlı bir Türk beyine ait olduğu sanılan Ongin Yazıtında da
Dokuz Oğuzlardan bahis vardır [515].
Yine onlarla savaşılmış devlete tabi olmaları sağlanmıştır.

716'lı yıllarda Kül Çor isimli bir Türk beyi adına dikilen İhe Hüşotu Yazıtında da
Dokuz Oğuzlar anlatılmaktadır. Buna göre Dokuz Oğuzlarla yedi kez savaşmıştı [516].

Dokuz Oğuzların,
Bayan Çor Kagan ile de mücadeleleri söz konusudur.
Şine Usu Yazıtında, Dokuz Oğuzlar üzerinde yüz yıl hakim olunup
idare edildikleri yazılmaktadır [517].
Bayan Çor Kagan'ın kendisi de Uygur Devletinin yükselişi sırasında
Dokuz Oğuzların hepsini toplamıştır [518].
Bayan Çor'un 751 yılında da Dokuz Oğuzlarla mücadele ettiğini görüyoruz [519].

Bu esnada Dokuz Oğuzlar,
Anı Irmağı kıyısında oturup Kırgızlarla ve Çiklerle ittifak yapmışlardı.

İslam kaynaklarında da Dokuz Oğuzlar hakkında bilgiler vardır.
Mesela Hududül-alem'e göre kuzeylerinde Kırgızlarla komşu olup
nüfus bakımından en kalabalık Türk ülkesi di.
Yazları ve kışları kendilerine uygun topraklara göç ederlerdi.
Ülkelerinden güzel misk, siyah, kırmızı ve çizgili tilki kürkleri, gri sincap, samur,
kakum, fenek, sabica kürkleri, hutüvv boynuzları, yak öküzü derileri gelirdi.
En önemli hayvanları koyun, at ve sığır idi.
Türklerin en zenginleri bunlardı.
Ayrıca onlara ait on yedi yer isminden bahsedilmektedir [520].

Kaynakça

504. Liu, II, s. 592; J.Hamilton, ''Tokuz Oguz...'', s. 23-63; M.Mori, aynı eser, Kafesoğlu, s. 123,124;
Ö.İzgi, Uygurların Siyasi ve Kültürel Tarihi, 1987, s. 13; Taşağıl, Gök-Türkler II; aynı müel,
Töles Boylarının Coğrafi Dağılımına Bir Bakış, s. 234-234.

505. Liu, II, s. 592; J.Hamilton, ''Tokuz Oguz...'', s. 23-63; M.Mori, aynı eser, Ö.İzgi,
Uygurların Siyasi ve Kültürel Tarihi, 1987, s. 13; Taşağıl, Gök-Türkler II, s. 41-47.

506. Taşağıl, II.Gök-Türk Devletinin Kuruluşu, s. 227-243.

507. Bu konuda tafsilen bkz. E.G.Puleyblank, ''Some Remarks on the Tokuzoghuz Problem'',
UAJbr, 1956,28,35; J.Hamilton, aynı eser, s. 13-63;
C.Mackerras, The Uighurs, The Cambridge Earl History of Asia, s. 320.

508. V. Minorsky, ''Tamim İbn Bahr's Journey to the Uyghurs'', BSOAS, 1948, s. 281 vd.;
diğer İslam kaynakları için bkz. Şeşen, s. 17,19,20-23,42-45,58,60,61-65 vs., 72 vd. 100vd.
134 vd. 143 vd., 163.

509. T (Tonyukuk Yazıtı), 9; ayrıca bkz. Taşağıl, Kutlug Kagan ve II.Gök-Türk Devletinin Kuruluşu,
s. 234-236.

510. KT (Kül Tegin Yazıtı), G,2; BK (Bilge Kagan Yazıtı), D,1.
511. Tokuz oguz Budun, ayrıca bkz. Hsüe Tsung-cheng, T'u-chüe Shih, s. 226.
512. KT (Kül Tegin Yazıtı), D,14; BK (Bilge Kagan Yazıtı), D,12.
513. BK (Bilge Kagan Yazıtı), D,29-31; KT (Kül Tegin Yazıtı), K,4.
514. BK (Bilge Kagan Yazıtı), D,35.
515. Ongin, G,6; H.N.Orkun, 128,129.
516. İhe Hüşotu, D,16.
517. Şine Usu K,3.
518. Şine Usu, K,5.
519. Şine Usu, D,10 vd.
520. Hudud'ül alem, s. 94, 95; Şeşen, s. 61, 62.

Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları, 2. Baskı (tıpkıbasım), sf: 113-115,
Türk Tarih Kurumu Yayınları-2013, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl